Prof. Dr. Ege Özgentaş kimdir?

Posted by: Ege Ozgentas Tags: | Categories: Blog

Mayıs
23

Prof. Dr. Ege Özgentaş 1981 yılından beri Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanı olarak çalışan bir hekimdir. Şişli Etfal Hastanesi, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi gibi eğitim kurumlarında öğretim üyeliği yapmıştır. Estetik burun ameliyatlarına olan ilgisi hiç azalmayan Prof. Dr. Özgentaş 1987 yılından beri açık rinoplasti tekniğini uygulamaktadır. Son yıllarda burun ameliyatlarının hemen hepsinde “Türk Lokumu – Turkish Delight” yöntemini kullanmaktadır. Halen ONEP Estetik Cerrahi Merkezi’nde (Levent – İstanbul) çalışmalarını sürdürmektedir. Kendi sözleri ile özgeçmişini dinleyelim:

Prof. Dr. Ege Özgentaş kimdir?

Posted by: egeozgentas Tags: , | Categories: Blog, Genel

Eylül
23

Prof. Dr. Ege Özgentaş 1981 yılından beri Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanı olarak çalışan bir hekimdir. Şişli Etfal Hastanesi, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi gibi eğitim kurumlarında öğretim üyeliği yapmıştır. Estetik burun ameliyatlarına olan ilgisi hiç azalmayan Prof. Dr. Özgentaş 1987 yılından beri açık rinoplasti tekniğini uygulamaktadır. Son yıllarda burun ameliyatlarının hemen hepsinde “Türk Lokumu – Turkish Delight” yöntemini kullanmaktadır. Halen ONEP Estetik Cerrahi Merkezi’nde (Levent – İstanbul) çalışmalarını sürdürmektedir. Kendi sözleri ile özgeçmişini dinleyelim:

Estetik burun ameliyatlarında hangi anestezi kullanılır?

Posted by: egeozgentas Tags: There is no tags | Categories: Uncategorized

Eylül
23

Eğer yapılacak işlem kısa ve kemiklerin kırılmasını gerektirmiyor ise lokal anestezi ile burun ameliyatı yapılabilir. Ancak estetik bir burun ameliyatı dikkat gerektirir ve çoğu kez 1 saatten daha uzun süren bir ameliyattır. Bu nedenle genel anestezi altında yapılması hasta ve doktor açısından daha rahattır.

Genel anestezi hakkında bilgi almak için aşağıdaki video’yu izleyebilirsiniz:

Çökük burun nasıl düzeltilir?

Posted by: egeozgentas Tags: , | Categories: Blog, Genel

Temmuz
8

Burun yüzün en çıkıntılı yeridir. Bu çıkıntıyı burun kemikleri ve kıkırdakları sağlar. Herhangi bir nedenle burun çıkıntısı azalır ise burun basık bir hal alır ve bu yüz estetiğini çok olumsuz etkiler. Çok basık burunlarda burun kökü ile burun ucu arasında derin bir çukur oluşur ve burnun görüntüsü bir semeri andırır. Bu nedenle çok çökük burunlara “semer burun” (ingilizcesi “saddle nose”) ismi verilir.

Hafif derecede çökük burunlar doğuştan (yapısal) olabildiği gibi sonradan kazanılmış da olabilir. Hafif çökük burunların en bilinen nedeni burun estetiği ameliyatı sırasında burun sırtının normalden daha fazla indirilmiş olmasıdır. (Deneyimsiz cerrahlar burun ucunu kalkık göstermek için burun sırtını aşırı traşlayabilmektedirler).

İleri derecede çökük yani semer burunlarda esas neden burnu dik tutan ortadaki kıkırdağın yani burun septumunun mevcut olmayışı veya normalden çok alçakta olmasıdır. Burun septumu burun deliklerini ikiye ayıran ortadaki perdeye verilen isimdir ve bir çadır direği gibi burun sırtının dik durmasını sağlar. Burun septumu kazalar veya başka yaralanmalar nedeni ile kırılıp tamamen dibe katlanabilir ve bu durumda burun sırtını artık dik tutamadığı için burun sırtı çöker. Burun septumu burundaki nefes açma ameliyatlarında en çok oynanan bölgedir. Deneyimsiz cerrahlar nefes açma amacı ile bu septum kıkırdağını uygunsuz miktarlarda çıkartabilirler ve bu da burun sırtının çömesine yani semer burun görüntüsünün ortaya çıkmasına neden olabilir. Çok nadir olarak burun ortasındaki perdeyi ve içindeki kıkırdağı eriten hastalık veya alışkanlıklar da burun direğinde (septumda) çok büyük deliklere (perforasyon) yol açarak burun sırtının desteğini ortadan kaldırabilir.

Neden her ne olursa olsun çökük burun tedavisinde burun sırtını yeni yapı taşları ile yeniden yükseltmek gerekir. Burun çatısını yani sırtını dik tutan yapı taşları kıkırdak ve kemiklerdir. Bu nedenle çökmüş burunlar kemik veya kıkırdak ilave edilerek dik hale getirilebilirler.

Kemik_alinmasiBurun sırtını kemikle yükseltmeye karar verildiğinde ihtiyaç duyulan kemik genellikle kalça kemiğimizin kenarında elimize gelen çıkıntılı bölgeden alınır. Buraya tıp dilinde iliyak krest denilir.

Burun sırtını kıkırdak yerleştirerek yükseltmeye karar verildiğinde ise iki seçenek vardır. Birincisi ayni kişiden yani hastanın kendisinden kıkırdak almaktır. Çökük burun hastalarında burun içinde kullanılabilir kıkırdak bulmak zordur çünkü çökmenin nedeni zaten kıkırdak azlığıdır. Burun dışında kıkırdak alabilceğimiz bölgeler Kulak_kıkırdagikulaklar ve kaburga kemiklerinin uç kısmındaki kıkırdaklardır. Her iki kulağın içindeki çukur bölgelerden (buraya tıpta konka adı verilir) ciddi miktarlarda kıkırdak alınabilir ve deneyimli ellerde kulaklarda farkedilir bir değişiklik olmaz. Bazı semer burunlarda her iki kulak kıkırdağı da yeterli olmayabilir. Bu durumda hastanın kaburga kıkırdağının kullanılması gerekir.

Hastanın kendisinden kıkırdak almak her ne kadar daha sağlıklı ise de kabuga Kaburga_kikirdagikıkırdağının alınması göreceli olarak büyük ve ağrılı bir ameliyattır. Bunu istemeyen hastalarda ikinci seçenek piyasada hazır satılan ve kadavralardan hazırlanan kaburga kıkırdaklarıdır. Bu kıkırdaklar vücutta uzun süre erimeden kalabilmektedir. Eridikleri zaman da insan kıkırdağı gibi vücudun başka yerinden alınmaları gerekmediğinden yeniden konulmaları çok daha kolay bir ameliyat ile gerçekleşmektedir.

Çökük burunlu hastaların merak ettikleri bir konu kendilerinden kıkırdak veya kemik alındığında iz kalıp kalmayacağı, ağrı derecesi ve süresidir.

Kemik alınan hastalarda kalça kemiğinin kenarında 3-4 cm lik bir dikiş izi kalmaktadır ve güzel dikildiğinde dikkati çekmeyecek ölçülerde olmaktadır. Kemik doğru alındığında çukurluk kalmaz. Kemik alınan bölgede bir süre yürüme sırasında ağrı olabilmekte ancak haftalar sonra her şey normale dönmektedir.

Hastanın kulağından kıkırdak alınmış ise deneyimli ellerde yok denecek kadar hafif bir iz kalmakta ve kulakların şekli bozulmamaktadır.

Hastanın kaburga kıkırdağı alınmış ise meme altında 5-6 cm lik bir iz kalmaktadır. İyi dikildiğinde bu iz zor farkedilir boyutlarda olabilir. Kaburga kıkırdağı akciğer zarına çok yakın olduğu için alınması dikkat isteyen bir işlemdir ve ameliyat sonrası bir süre nefes alıp verme sırasında göğüs ağrısı olabilmektedir.

Hazır satılan kadavra kıkırdakları kullanıldığında yukarıda bahsedilen sorunların hepsi ortadan kalkmakta ve istenilen büyüklük ve miktarda kıkırdak elde etmek mümkün olmaktadır. Bu nedenle kadavra kıkırdakları uzun dönemde eriyebilme riskine karşın bazı hastalarca tercih edilebilmektedir.

Özetle çökük burunlar ameliyat ile düzeltilebilir. Çökük bölgenin hangi madde ile doldurulacağı doktorun bilgilendirmesi ve hastanın tercihi doğrultusunda kararlaştırılmalıdır.

Soru sorun

BİZE ULAŞIN

Burnu Meydana Getiren Yapılar

Posted by: egeozgentas Tags: , | Categories: Blog, Genel

Şubat
26

Tıp dilinde bir organın nelerden meydana geldiğini anatomi denilen bilim inceler. Burun anatomisi deyince burnu oluşturan yapıların neler oldukları ve nasıl yerleştikleri araştırılır.

Burun ameliyatı olmak istiyen herkes az veya çok burunda neler yapılacağını ve bu yapılanların daha sonraki yaşamı nasıl etkileyeceğini merak eder.

Burun bir koku alma organıdır. Ayni zamanda nefes almamızı da düzenler. İçimize çektiğimiz havanın içindeki yabancı maddeleri tutar ve havanın ısısını düzenler.

burun-anatomisiBurnumuzun üzeri yüzümüz gibi deri ile kaplıdır ve görüntü olarak bir evin çatısı gibi çıkıntılı bir yapıya sahiptir. Bu çatının tabanı geniş, en tepe noktası ise dardır. Burnun dışarı doğru çıkıntılı durmasını sağlayan deri altındaki kemik ve kıkırdak yapılardır. Burnun alın ve gözlere yakın kısmında burun kemikleri (nazal kemikler) dediğimiz sağlı sollu iki adet kemik vardır. Bu kemikler yanaktan başlıyarak eğimli bir şekilde yükselir ve ortada birbirleri ile birleşerek kemik kubbeyi oluştururlar. Burunda iki adet burun deliği vardır ve hava buradan girer. Sağ ve sol burun deliğini ortada burun perdesi (septum) veya burun direği adı verilen bir kıkırdak duvar ayırır. Bu perdenin burun ucuna yakın kısmı kıkırdak, burun köküne yani alına yakın kısmı ise kemikten yapılmıştır. Kemik perde burun kemiklerinin ortasındadır. Burnun yumuşak olan orta kısmını üst yan (üst lateral) kıkırdaklar oluşturur. Ortalarında kıkırdak perde (septum) mevcuttur. Bu perde kıkırdaktan yapılmış bir çadır direği gibi burun kubbesinin dik durmasını ve burun deliklerinin açık kalmasını sağlar. Üst yan kıkırdaklar nefes alırken oluşan vakum etkisine direnerek burun deliklerinin kapanmasını önler. En uçtaki burun ucunu oluşturan yapılar alt yan (lateral) kıkırdaklardır. Bu kıkırdaklar da şemşiyenin yayları gibi burun deliklerinin devamlı açık kalmasını sağlarlar. Burun dış kısmını kaplayan deri gibi burun iç kısmını da kaplayan bir örtü vardır. Bu yapıya mukoza adı verilir. Derinin biraz farklılaşmış bir şeklidir.

Burnu bir şemsiye gibi düşünürsek şemsiyenin sapı burun orta perdesine (septuma) karşılık gelir. Septum ne kadar yüksek ise burun da o kadar çıkıntılıdır. Burun derisini havada kaldırarak delikleri açık tutan yapılar ise şemsiyenin yayları olarak düşünebileceğimiz üst ve alt yan (lateral) kıkırdaklardır. Herhangi bir nedenle bu kemik ve kıkırdak yapılarda bir bozulma olursa hem burun şekli hem de burundan nefes alma yeteneği zarar görür. Burnu ortadan ikiye ayıran kıkırdak perde (septum) çatının dik durması için önemlidir. Kırılma veya ameliyat ile çıkartılma sonucu burun ortasındaki perde zarar görürse çatıyı dik tutacak destek kalmaz ve burun sırtı çöker. Ayni şekilde üst veya alt yan (lateral) kıkırdaklar da ameliyatla alınarak veya başka nedenle bozulur ise bu kez şemsiyenin yayları bozulduğunda şemsiye nasıl kapanır ise ayni şekilde burun kanatları da ortaya doğru yaklaşır. Nefes alma sırasında oluşan vakum burun yan duvarlarının ortaya yapışmasına neden olur ve burundan nefes alma ciddi ölçüde zorlaşır.

Başarılı bir estetik burun ameliyatında burun kubbesinin dik durmasını sağlayan yapıların (burun orta perdesi ve direği -septum) ve burun deliklerini açık tutan yapıların (üst ve alt yan – lateral- kıkırdaklar) görevlerini bozmamak gerekir.

Soru sorun

BİZE ULAŞIN

Başarısız burun ameliyatı nasıl düzeltilir?

Posted by: egeozgentas Tags: , | Categories: Blog, Genel

Şubat
11

Ameliyatı yapan ne kadar tecrübeli olursa olsun her burun ameliyatından sonra sonuç tam istenilen şekilde olmayabilir ve yeni bir ameliyat ile düzeltme gerekebilir. Deneyimli cerrahlarda bu durumun ortaya çıkma ihtimali %10 veya daha düşüktür. Ancak deneyimi az olan cerrahlarda bu oran çok daha yüksek olabilir.

Burun estetiği sonrası sonuç istenildiği gibi olmadığı için yeni bir burun ameliyatı yapma işlemine burun revizyonu ameliyatı veya sekonder rinoplasti denilir.

Burun revizyonu bazan çok küçük bir kabarıklığın törpülenerek düzeltilmesi gibi basit bir işlem olabilir ve uyutma olmaksızın lokal anestezi ile ayaktan yapılan bir ameliyat ile sorun kolayca çözülebilir.

Buna karşılık bazı durumlarda burun sosyal hayatı olumsuz etkileyecek derecede bozuk bir görüntü almış olabilir ve düzeltilmesi için ilkinden daha kapsamlı bir operasyon gerekebilir.

Estetik sonrası ortaya çıkan burun düzensizliklerinin bir kısmı kıkırdakların erimesi veya zamanla kendiliğinden bükülmesi gibi cerrahın elinde olmayan nedenlerden gelişebilir. Nasıl yaş bir ağaç dalı kururken kendiliğinden ve önceden kestirilemeyen bükülmeler gösterebiliyorsa ayni şey burun kıkırdakları için de geçerlidir. Özellikle kıkırdak eğrilikleri ameliyat masasında tam olarak düzeltilebildikleri halde aylar sonra tekrar kendiliğinden eğrilebilmektedirler. Hekimin bu konudaki deneyimi arttıkça kıkırdakların ileride ne kadar şekil değiştirebileceği ile ilgili öngörüsü de artmakta ve geç eğilmelerin istenmiyen etkileri önemli ölçüde önlenebilmektedir.

Burun kıkırdak ve kemiklerinin önemli görevleri vardır. Bunların başında burun kubbesini yukarıda tutmak ve burun deliklerinin açık olmasını sağlamak gelir. Burnu bir şemsiyeye benzetecek olursak kumaş kısmını burun derisi, şemsiyeyi gergin tutan yayları kemik ve kıkırdaklar, şemsiyeyi havada tutan sapı ise burun orta direği (tıp dilinde buna septum denir) oluşturur.  Ameliyat sonrası görüntünün istenildiği gibi olmamasının en önemli nedeni kemik ve kıkırdaklar üzerinde uygulanan yanlış işlemlerdir. Burnu küçültmek amacı ile kemik ve kıkırdakları fazla ve yanlış yerlerden almak burun çatısının çökmesine yol açabilir. Burun sırtının bir semer görüntüsü alacak şekilde çukurlaşmasına tıp dilinde semer burun (saddle nose) deformitesi denir.

Burun ucunun ince görünmesini sağlamak için burun ucu kıkırdakları inceltilebilir. Ancak bunun bir sınırı vardır ve bu aşıldığında parmakla sıkılmış gibi görünen bir burun ucu ortaya çıkar. Buna tıp dilinde çimdiklenmiş burun veya pinched nose doformitesi adı verilir.

Burundaki simetri yani sağ ve sol yarımlarının ayni görünmesi estetik açıdan önemlidir. Eğer ameliyat sırasında kıkırdak ve kemikler dengeli olarak alınmazlar ise daha sonra ortaya asimetri dediğimiz farklılıklar çıkar. Kıkırdakları çok alınmış kısımlar diğer yarımlarına göre daha çökük görünürler. Bu da burun sırtında yatıklık ve eğri görüntüye neden olur.

İster kemikli ister eğri olsun doğal bir burunda kemik ve kıkırdaklar birbirleri ile uyumlu bir geçiş içindedir. Normal bir burunun uca yakın yarısı kıkırdaktan, alına yakın yarısı ise kemikten yapılmıştır. Burnunuzu sağa sola oynatmaya çalışırsanız yalnız ön yarımının oynadığını, arka yarımın sabit olduğunu görürsünüz. Buna karşılık kemik kısım ile kıkırdak kısım arasındaki sınırı normalde anlayamazsınız. Çünkü bu geçiş kemik kıkırdak arası bağlantılar sayesinde çok yumuşak ve belirsizdir. Estetik burun ameliyatı sırasında kemik ile kıkırdak bağlantıları birbirinden ayrıldığında bu yumuşak geçiş kaybolabilir. Ameliyattan bir süre sonra burun sırtında çok tipik bir ters V harfi görüntüsü ortaya çıkar. Bunun nedeni berideki kemik ve daha uçtaki kıkırdakların bağlantılarının birbirinden ayrılması sonucu oluşan keskin geçiş hattıdır.

Bazı burunlarda ameliyat sonrası görüntünün beğenilmemesinin nedeni kemik ve kıkırdakların yetersiz alınmasına bağlı olarak ameliyat öncesi görüntünün fazla değişmemesidir. Örnek verecek olursak burun sırtında kambur şeklinde bir çıkıntının olması pek arzu edilmez. Sırtı düz olan burunlar daha çekicidir. Burun sırtındaki kambur yeterince alınmamış ise ameliyat sonrası memnuniyetsizliğinin ortaya çıkması doğaldır. Kıkırdak ve kemiklerin fazla alınmaları ne kadar hata ise eksik alınmaları da o kadar hatadır.

İnsanın aklına hemen şu soru gelmektedir: Hekim ameliyat masasında kemik ve kıkırdakları traşladıktan sonra burna baktığında onun son alacağı şekli göremiyor mu? Cevabı şaşırtıcıdır. Hayır göremiyor. Çünkü burun ameliyatı sırasında dokular şişer ve ameliyat masasında görünen şekil iyileştikten sonra ortaya çıkacak şekli tam olarak temsil etmez. Ameliyat masasında yeterince indirildiği düşünülen bir burun sırtının daha sonra yüksek kaldığının veya tam tersi fazla indirildiğinin anlaşılması sık rastlanan bir durumdur. İşte burun ameliyatını zor yapan nedenlerden biri de budur. Tecrübeli estetik cerrahlar yaptıkları işlemlerin burun iyileştikten sonra nasıl bir şekil değişikliği yapacağını önceden kestirebilirler ve ameliyat masasındaki görüntüye aldanarak planlarında değişiklik yapmazlar.

Burun ameliyatından sonra istenmeyen bir görüntü çıkmasının nedenlerinden yeterince bahsettik. Şimdi de bunların nasıl düzeltileceğinden konuşalım:

Estetik geçirmiş burundaki düzeltme ameliyatlarına burun revizyonu veya sekonder rinoplasti (veya sekonder nazoplasti) denildiğini söylemiştik. Burun düzeltme ameliyatlarında prensip fazla kısımları yeniden traşlamak, eksik kısımları doldurup eksikliği gidermek ve eğrilikleri düzeltmektir. Fazlalıkları gidermek kolaydır. Törpü ile traşlama veya bıçak ile keserek alma sorunu çözer. Ancak eksiklikleri doldurmak kolay değildir. Burun çatısını oluşturan iki önemli yapı maddesi kıkırdak ve kemiktir. Bunların eksikliklerinin gene kendi yapıları ile giderilmesi gerekir. Yani kemik eksikliği için kemik, kıkırdak eksikliği için kıkıkırdak ilave edilmelidir. Bu amaçla burun içine doku konulmasına yama yapma veya greft konulması denilir. Kemik yamalar (greftler) en kolay kalça kemiğinin elimize gelen kenar kısımlarından alınır. Kıkırdak yama (greft) ise burnun orta direğinden (septum) kulağımızdan veya kaburgalarımızın ortaya yakın uçlarındaki kıkırdak kısımlarından alınır. Burun içinde çalışırken burun orta direğinden kıkırdak parça almak kolaydır ancak daha önce ameliyat geçirmiş burunda septum dediğimiz orta direk kesilerek alınmış veya harap edilmiş olabilir. Böyle durumlarda başka bir kıkırdak kaynağı bulmamız gerekir. İşte kulak kıkırdakları burada devreye girer. Deneyimli bir hekim her iki kulaktan görünen bir iz veya şekil bozukluğu yapmadan kıkırdak parçalar alabilir ve bunları burun içinde kullanabilir. Kulak kıkırdakları incedir ve miktarları sınırlıdır. İleri derecedeki burun sırtı çökmelerinde kulak kıkırdakları yetersiz kalır. Böyle durumlarda kaburgaların (tıpta kosta adı verilir) uç kısımlarındaki kıkırdaklar kullanılır. Kaburga (kosta) kıkırdağı kalınlık ve uzunluğu ile her türlü burun eksikliklerini gidermek için yeterlidir. Ancak bu kıkırdak göğüs duvarında akciğer zarına çok yakındır ve alınırken dikkat ve ustalık ister ve göğüs duvarında meme altında bir iz kalmasına neden olur.

İkinci kez yapılan (sekonder) burun ameliyatlarında kullanılan diğer bir yapı taşı ise hazır satılan insan kıkırdaklarıdır. Ölü insanlardan hazırlanan bu kıkırdaklar kaburgadan alınır, mikropsuzlaştırılır ve uzun süre (birkaç yıl) oda sıcaklığında saklanabilecek şekilde özel paketler içinde satılır. Ülkemizde de mevcut olan bu kıkırdaklar kişinin kendisine ait olmasa bile zararsızdır ve uzun süre (yıllarca) erimeden konuldukları yerde kalabilmektedirler. Zamanla eriseler bile tekrar yenilerinin yerleştirilmesi oldukça kolaydır. Bazı hastalar kendi kaburgalarının ameliyat ile açılması yerine daha risksiz ve kullanımı kolay olan ölü insan kıkırdaklarını tercih etmektedirler.

Düzeltme (revizyon) amacı ile yapılan burun ameliyatları (sekonder rinoplastiler) ilk ameliyattan en erken bir yıl sonra yapılmalıdır. Bir burun ameliyatından sonra derinlerdeki yaraların tam olarak iyileşmesi (bir buna nedbe-skar olgunlaşması diyoruz) uzun zaman alır. Bir yaranın olgunlaşması için gereken süre en az bir yıldır ve bazan bu süre iki yıla kadar çıkabilir. Beklemenin nedeni budur.

Burun ameliyatı sonrası başarısız bir sonuç alınması her şeyin sonu değildir. Bazan küçük bir işlem ile bazan da önemli bir ameliyat ile düzelme sağlanabilir. Ancak yapılan her ameliyat burunda bir hasar oluşturur ve daha sonraki ameliyatları öncekilere göre daha zor yapılır hale getirir. Bu nedenle ilk burun ameliyatından sonra önemli bir şekil bozukluğu ortaya çıkmış ise düzeltecek hekimin çok dikkatli seçilmesi gereklidir çünkü daha sonra tekrar ameliyat gerekirse bu çok daha zor olacaktır.

Soru sorun

BİZE ULAŞIN

Şubat
10

Öncelikle burun estetiğinin bir ameliyat yani cerrahi bir müdahale olduğunu hatırlatalım. İçinde estetik sözünün geçmesi bunun diğer ameliyatlara göre hafife alınmasını gerektirmez. Aksine hastalıklarda yapılan ameliyatlardan daha önemlidir çünkü tıbbi olarak sağlıklı bir organa müdahale edilmektedir. Burada estetik açıdan güzel sonuç almak kadar organın görevlerine zarar vermemek de önemlidir.

burun-estetigi-basarısı1Burunda cerrahi müdahale gerektiren çeşitli hastalık ve bozukluklar olabilir. Bu ameliyatlar öncelikle kişiyi fiziksel olarak sağlığına kavuşturmayı amaçlar ve sonuçta estetik olarak bazı istenmeyen sonuçlar ortaya çıksa da sağlığa kavuşmanın bir bedeli olarak algılanır ve genellikle kabullenilir.

Burun estetiğinde durum tamamen farklıdır. Hastaların hemen tamamı daha güzel görünmek için başvurmaktadırlar. Her ne kadar estetik ameliyatlar günümüzde yaygınlaşmış olsa da hala estetik yaptırmayı gizlenmesi gereken bir durum olarak gören kişiler vardır. Bunda geleneklerimizin ve toplumsal yapımızın büyük katkısı vardır. Birçok hasta burun ameliyatı için başvurduklarında aslında olmayan bir sağlık sorunlarını bahane etmekte ve burun ameliyatını bunun için istediklerini belirtmektedirler. Örnek verirsek “başım ağrıyor ve sürekli sinüzit oluyorum, doktora gittim burun ameliyatı olursam bunların düzeleceğini söyledi” gibi ifadeler kullanmaktadırlar. Ayni şekilde daha önce başka bir yerde estetik burun ameliyatı olup sonucu beğenmedikleri için düzeltme amacı ile estetik plastik cerrahiye başvuran hastalar da başvuru nedenlerini açıklarken “aslında estetik için değil sağlık sorunum için burun ameliyatı istedim ama sonuçta burnum berbat oldu” şeklinde savunmalar yapmaktadırlar. Bu gibi olumsuzluklar yaşamamak için kişilerin önce şu konuda kendilerinden emin olmaları şarttır: Ben estetik ameliyat istiyor muyum? Yanıt evet ise gidilecek yer estetik-plastik cerrahidir. Ben nefes almak istiyorum estetik önemli değil diyen hastaların başvurmaları gereken yer ise estetik cerrahi değil başka branşlardır.

Burunda en sık rastlanan sağlık sorunu içeride mevcut tıkanıklık nedeni ile kişinin rahat nefes alamamasıdır. Bunun tedavisi deviasyon ameliyatı ya da tıp dilinde septoplasti denilen ve normalde burun şeklini hiç değiştirmemesi beklenen bir ameliyat ile yapılır. Ancak hastalar arasında “bir taşla iki kuş vurma” olarak adlandırılan bir eğilim de vardır. Deviasyon (septoplasti) ameliyatları sosyal güvenlik kurumu tarafından ödenen yani devlet hastanelerinde bedava yapılan ameliyatlardır. Buna karşılık estetik burun ameliyatını devlet karşılamaz ve bedeli kişi tarafından ödenmelidir yani paralı bir ameliyattır. Deviasyon ameliyatı sırasında “hazır yatmış iken burun sırtındaki çıkıntıyı da törpülemek” gibi öneriler hastaya çok cazip gelmekte ve hemen kabul görmektedir.

Estetik burun ameliyatı ile deviasyon ameliyatları birbirlerinden farklıdır. Tıp dilinde nazoplasti veya rinoplasti olarak da adlandırılar estetik burun ameliyatında burnun şeklini belirleyen ve nefes almada direk olarak rol almayan kısımlar düzeltilir. Eğer burunda dıştan görünen eğrilik de mevcut ise bu da düzeltilmelidir çünkü eğri bir burun estetik olarak güzel görünmez. Ama burundaki estetik bozukluk yapan eğriliğin düzeltilmesi nefes almayı bazan rahatlatır bazan da rahatlatamayabilir.

Her ne kadar burun estetiğinde nefes almayı sağlayan bölgeler ile direk olarak oynanmasa da eğer burun yapıları bilinçsiz olarak bozulursa ameliyat sonrası burundan nefes alma azalabilir. Yani güzel burun isteyen biri tıkalı veya zor nefes alan bir burun ile yaşamak durumunda kalabilir. İşte estetik burun ameliyatını bunun için önemli ve zor bir ameliyattır. İyi bir estetik cerrah burnu güzelleştirirken fonksiyonlarını bozmamalı hatta yapabiliyorsa daha iyi bir hale getirmelidir.

Burun estetiğinin başarılı olması öncelikle ameliyatı yapan cerrahın tecrübesi ve estetik görüşüne bağlıdır. Her toplumun kendine özgü bir estetik anlayışı vardır. Eğer yapılan ameliyat bu anlayışa uygun ise kişi ameliyat sonrası çevresinden olumlu tepkiler alır ve bu onu mutlu eder. Ameliyat öncesi hastalar ne istedikleri sorulduğunda burun şekillerini beğenmediklerini daha doğrusu burunlarını çirkin bulduklarını ifade ederler. Ancak bu çirkinliğin neden kaynaklandığını bazıları tarif edebildiği halde bazıları da tam olarak ifade edemez. Deneyimli bir cerrah, hasta tam olarak farkında olmasa bile burunda nelerin istenilen ölçüde olmadığını anlayıp bunu düzeltebilir ve sonunda hastayı ve çevresini memnun edecek bir görünüm sağlayabilir. Bazıları “çevre benim için önemli değil, ben böyle istiyorum” diye kendisine yakışmayacak bir görünümde ısrar edebilir. Bu isteklere aldanmamalıdır. Kişilerin istekleri her zaman gerçekçi olmayabilir ve bizler onların istediği değişiklikleri harfiyen yapsak bile çevreden güzel olmamış eleştirileri geldiği andan itibaren her şey biter ve kişi derin bir mutsuzluğa kapıldığı gibi cerrah da kötü ameliyat yapmakla suçlanır.

Burun estetiğindeki başarıyı sınamak çok kolaydır. Ameliyat sonrası çevresi kişide olumlu bir değişiklik olduğunu hemen farkedip bunu söylemeli ama bu değişikliğin burun ameliyatından kaynaklandığını ilk bakışta anlamamalıdır. Yani burun hem güzel hem de doğal görünmelidir. Eski yıllarda gereksiz kemik ve kıkırdak çıkartmaları ile yapılan burun ameliyatlarında yıllar sonra çok tipik bir ameliyatlı burun görüntüsü ortaya çıkmakta idi. Günümüzdeki modern burun estetiği ameliyatlarında bu durum görülmemektedir. Estetikli burun yıllar geçse de doğal güzelliğini korumakta ve estetikli olduğu anlaşılmamaktadır.

Burun estetiği sonrası hayal kırıklığı yaşamamak için bu işi uzmanına yani estetik  plastik cerrahlara yaptırmanızı öneririz.

Soru sorun

BİZE ULAŞIN

Burun ameliyatı nasıl yapılır?

Posted by: egeozgentas Tags: , | Categories: Blog, Genel

Şubat
6

Burun estetiği diye de isimlendirilen estetik burun ameliyatı ameliyathane ortamında genel anestezi (tam narkoz altında) veya lokal anestezi (kısmi uyuşturma) ile yapılabilir. Hastaların büyük bir kısmı genel anesteziyi (tam narkozu) tercih etmektedir. Burada hasta tamamen uyutulur ve solunumu anestezi makinesi denilen bir cihaza bağlanarak sağlanır.

Bir burunda düzeltme burun iskeleti dediğimiz kıkırdak ve kemiklerin değiştirilmesi ile yapılır. Bugün yaygın olarak uygulanan iki burun estetiği tekniği vardır: Kapalı teknik ve açık teknik.

Kapalı teknik ile estetik burun ameliyatı

burun-estetigi-ameliyaKapalı teknik ilk estetkik burun ameliyatı yapıldığından beri uygulanan eski tekniktir. Bugün giderek kullanımı azalmasına rağmen hala önemli sayıda estetik cerrah tarafından başarı ile kullanılmaktadır. Ameliyat tamamen burun delikleri içinde yapılana küçük kesilerden gerçekleştirilir. Burada kıkırdaklar ve kemikler deriden ayrılırken çok küçük tüneller içinde çalışıldığından özel bir beceri gerektirir. Ameliyat burun içinden yapıldığı için cerrah bütün yapıları içten ve alttan görmektedir. Bu çalışmayı biraz zorlaştırabilir. Ameliyattan sonra burnun görünen kısımlarında herhangi bir iz veya dikiş mevcut değildir. Bütün yaralar burun deliklerinin içinde görünmez durumdadır.

Açık teknik ile estetik burun ameliyatı

acik-rinoplastiDiğerinden tek farkı burun deliklerini birbirinden ayıran orta sütun (kolumella) üzerinde küçük bir kesi yapılmasıdır. Diğer kesiler kapalı metoddaki gibi burun içinden yapılır. Orta direk derisindeki birkaç milimetrelik kesi çok büyük bir fark yaratır. Bu kesi sayesinde burun derisi tamamen kıkırdak ve kemiklerden ayrılıp havaya kaldırılabilir ve burun estetiği kıkırdak ve kemiklere üstten bakarak direk olarak yapılır. Bu teknik burun estetiğini daha kolay ve daha düzgün yapılabilir hale getirmiştir. Eleştiri konusu olan kesi hastaların hemen tamamında iyileştikten sonra fardedilmeyecek kadar ince bir iz bırakmakta ve estetiği bozmamaktadır. Açık metod 1980 lerin sonlarıda uygulanmaya başlamış ve 1990 lardan sonra inanılmaz bir hızla yaygınlaşmıştır. Yeni nesil estetik cerrahların büyük bir kısmı burun estetiği ameliyatlarında açık teknik kullanmayı tercih etmektedir. Ekibimiz de burun estetiğinde açık teknik kullanmaktadır.

Aslında ister kapalı ister açık teknik kullanılsın estetik burun ameliyatında yapılan işlemler aynidir. Her iki teknik ile mükemmel sonuçlar alınabilmektedir. Bir burun estetiğinin başarısı cerrahın hangi tekniği kullandığından çok ameliyatı ne kadar doğru yaptığı ile ilgilidir.

Burun ameliyatında yapılan işlemler burundaki bozukluk ile ilgili olarak değişir. Eğer burun sırtında kambur mevcut ise (kişiler bunu kemik çıkıntısı olarak ifade ederler tıbbi adı hump’dır) bu alınmalıdır. Burun sırtındaki kamburun alına yakın yarısı kemik, uca doğru olan diğer yarısı kıkırdak yapıdadır. Kıkırdaklar bıçak veya makas ile kesilebilirken kemik çıkıntının çelik keski ve çekiç ile kırılarak alınması gerekir. Bazan kemik çıkıntılar çelik törpü ile traşlanarak azaltılabilirler. Burnun sırtı bir kubbe şeklindedir ve bu kubbenin çatısı kesilerek alındığında çatıda bir açıklık oluşur. Çatıyı oluşturan duvarlar artık birbiri ile temas etmediğinden ortada bir boşluk hissedilir. Bu nedenle burun kemikleri yanlardan kesilerek içe doğru kırılır ve tepelerinin sivri bir çatı oluşturacak şekilde birbirlerine temas etmesi sağlanır. Burun ameliyatından sonra gözler çevresinde oluşan morluk ve şişliklerin nedeni bu kırılan burun kemikleridir. Burun güzelliğini sağlayan önemli bir kısım da burun ucudur. Burası kıkırdak yapıdadır ve kıkırdaklar üzerinde oynanarak burun ucu istenilen şekle getirilir. Özellikle açık teknik burun ucu çalışmasını çok kolaylaştırmış ve bu bölgedeki başarı oranını arttırmıştır.

Ameliyat sonrası burun içi ve varsa burun direğindeki kesiler dikilir. Burun derisi dışarıdan bir bandaj ile sabitlenir ve şişmesi azaltılır. Burun kemikleri kırılmış ise (genellikle kırılır) bu bandajın üzerine ilave olarak bir alçı yapılır.

Eskiden burun ameliyatı sonrası burun deliklerine tampon konulurken bugün bu durum terkedilmiştir. Tampon ancak burun deliklerini birbirinden ayıran perde (septum adı verilir) ile oynanmış ise ve seyrek olarak konulur. Eğri burun direği düzeltilse bile bu burun içine konulan yumuşak silikon lastikler ile desteklenebilmekte ve burun deliklerini tampon ile tıkamaya gerek kalmamaktadır.

Ekibimizin uyguladığı burun estetiği ameliyatlarında burun deliklerine genellikle tampon konulmaz ve hasta burun deliklerinden hava alabilecek şekilde ameliyattan uyanır. Burun sırtındaki alçı ameliyattan sonraki birinci hafta çıkartılarak burun incelenir ve alçı olmaksızın burun derisine yeni bir bandaj yapılır. Bu bandaj da bir hafta tutulur ve sonunda yani ameliyattan sonraki ikinci hafta çıkartılarak hasta günlük yaşamıya geri döner.

Ameliyattan sonra göz çevrelerinde hafif veya orta derecede morluk ve şişlik görülür. Bu morluk ve şişlikler hastalarımızın önemli bir kısmında birinci haftada, hemen hemen tamamında da ikinci haftada kaybolur ve normal hayata dönülür.

Her ne kadar ameliyattan iki hafta sonra görüntü normal sosyal hayatı sürdürmeye yetecek normallikte olsa da hafif şişlikler olabilir ve bunlar yavaş yavaş düzelir. Ameliyat sonrası üçüncü ayda artık burun son şekline çok yakın bir hal alır.

Soru sorun

BİZE ULAŞIN

Burun ameliyatları ağrılı mıdır?

Posted by: egeozgentas Tags: , | Categories: Blog, Genel

Aralık
27

Estetik burun ameliyatı düşünenlerin en çok endişe ettikleri konu ameliyat sonrası ağrıdır. Peki bu korku ne kadar gerçekçidir? Muhtemelen bu korku burun ameliyatı olmuş kişilerin görüntülerinin karşıdakilere verdiği izlenimden kaynaklanmaktadır. Eski tip burun ameliyatları göz çevrelerinde ve yüzde oldukça fazla şişme ve morarmaya neden oluyordu. Ameliyat sonrası aynaya bakan kişi göz, alın ve yanaklarındaki şişlik ve morluklar ile alçı ve bandajları gördüğü zaman kendisinde uzun süre iyileşmeyecek çok önemli hasarların oluşturulduğu izlenimi almakta ve moral bozukluğuna uğrayabilmekte idi. Ayrıca kendisinini görenler istisnasız “kimbilir ne kadar acı çekiyordur” diye düşünüyorlardı. Burun deliklerine konulan tamponlar bir başka sıkıntı kaynağı idi. Burundan nefes alamayan hasta sıkıntı hissediyordu. Ayrıca tamponların burundan çekilmesi bazıları için psikolojik olarak çok rahatsız edici bir duygu idi ve hasta tamponları alınana kadar birkaç gün bu korku ile yaşıyordu. Bu faktörlerin hepsi burun ameliyatının ağrılı ve sorunlu bir ameliyat olduğu söylentisine yol açıyordu.

Aslında günümüzde yapılan modern burun ameliyatlarında ağrı yok denecek kadar az olmaktadır. Bunun çeşitli nedenleri vardır: Modern burun ameliyatlarında yalnız düzeltilmesi gereken yerlerde işlem yapılmakta burnun güzel olan diğer tarafları ile oynanmamaktadır. Herkese ayni uygulanan klişe burun ameliyatlarının yerini kişiye uygun en az yaralayıcı ameliyatlar almıştır. Kesme ve kırma işlemleri fazla harabiyet yapmayan hassas aletler ile yapılmaktadır. Nadir durumlar dışında burun delikleri tampon ile doldurulmamakta ve hasta ameliyat sonrası burun deliklerinden nefes alabilmektedir. Bütün bu yenilikler ameliyat sonrası ağrıyı yok denecek kadar azalttığı gibi morluk ve şişlikleri de en az seviyeye getirmiştir. Ameliyatın ertesi günü yüzünde pek az şişlik ve morarma olan, burun deliklerinden normal nefes alabilen ve gülümseyerek rahatça yürüyebilen hastalar artık karşıdan bakanlarda dehşet verici bir izlenim bırakmamaktadırlar. İyi ellerde yapılan burun ameliyatlarından sonra pek çok hasta ağrı kesici ilaç kullanmaya gerek duymamaktadır.

Ağrı duygusu her kişide farklıdır ve bazı kişiler çok hafif işlemlerde bile çok fazla ağrı duyduklarını belirtebilirler. Buna karşılık uygun cerrahi uygulanan ve ağrıya karşı dayanıklılığı ortalama düzeyinde olan kişilerde burun estetiği sonrası ağrı önemsenmeyecek derece az olmaktadır.

Soru sorun

BİZE ULAŞIN







Burun estetiğinde neler değişti?

Posted by: egeozgentas Tags: , | Categories: Blog, Genel

Aralık
27

Estetik burun ameliyatları daha çok uzun ve iri burunların tedavisi ile başlamıştır. Burada amaç rahasız edici derecede uzun (pinokyo burnu) beya çok iri burunları kısaltmak veya küçültmek idi. Ameliyatın esası da kıkırdak ve kemiklerin kesilerek, törpülenerek ve kırılarak küçültülmesi kısaltılması idi. Genel olarak özellikle kadınlarda küçük burun güzeldir anlayışı hakimdi. Batı hayranlığının dünyada artması ile birlikte kalkık sivri uçlu burunlar ilgi çekmeye başladı. Hatta bu iş o kadar ileri gitti ki kadınlar arasında kalkık burnu ile dikkat çekmek bir ayrıcalık haline geldi. Şunu hemen söylemek gerekir ki küçük, sivri ve kalkık uçlu burun herkeste güzel olmayabilir. Ancak bu uyuma fazla dikkat edilmedi. Burunları farkedilir derecede küçültmek ve uçlarını kaldırmak burun yapılarında büyük değişiklikleri gerektiriyordu. Bu değişiklikler burun anatomisini bozduğu için ortaya doğal olmayan bir görünüm çıkabiliyordu. Bir topluluk içinde estetikli burunları hemen herkes ilk bakışta farkediyordu. Birçok burun estetikli kadın ameliyat olduklarının bilinmesini istediğinden bu durumdan hoşnut oluyorlardı. Çünkü estetik burun ameliyatı olmak bir ayrıcalık idi.

2000 li yıllara gelindiğinde artık burun estetiği çok yaygınlaşmış ve fiyatı ucuzlamış idi. Ortalık ameliyatlı olduğu hemen anlaşılan kaydırak burunlu, uçları aşırı kalkık olduğu için burun delikleri görünen, anatomisi bozulduğu için zorlukla nefes alınabilen ve aslında güzel olmaktan çok komik olan burunlar ile doldu. Artık burun ameliyatı olmak bir ayrıcalık değildi.

İnsanlar tekrar güzelliği farketmeye başladılar. Burnu küçük veya kalkık olmayan ama güzel olan pek çok insan vardır. Yüz güzelliği burnun şeklinden çok yüz ile olan uyumuyla alakalı idi. Doğal güzellik yapaylığın önüne geçti. Güzeller burunlarının estetikli olmadığını gururla söylüyorlardı. Bu anlayış burun estetiğinde önemli bir gelişmeye yol açtı. Estetik burun ameliyatının sonucu hem güzel hem de doğal olmalı ve ortaya çıkardığı olumlu etki sanki kendiliğinden mevcut imiş izlenimi vermeliydi. Bu ancak burun anatomisinin bozulmaması ile sağlanabilirdi.

Günümüzde burun ameliyatı eskiye göre çok daha farklı yapılıyor. Burnun önemli fonksiyonlarında biri olan nefes alma işlemine zarar vermemek için özen gösteriliyor. Ameliyat öncesi burun ve yüz arasındaki uyum fotoğraflar ve bilgisayar programları ile araştırılıyor. Burnun orijinal anatomisine zarar vermeden en az yaralama ile en fazla yararın nasıl sağlanabileceği araştırılıyor ve buna göre ameliyat planlanıyor. Eskiden her hastada istisnasız olarak bazı kıkırdaklar kesilip çıkartılırken bugün ancak fazla olduğu düşünülen kıkırdaklar çıkatılıyor. Bazı durumlarda kıkırdak çıkartmak bir yana ilave yapmak bile gerekebiliyor. Bazı ameliyatlarda ise kıkırdaklar arasında değiş tokuş yapılıyor. Yani fazla olan bölgeden alınan kıkırdaklar eksik bölgelere taşınıyor. Sonuçta ortaya fonksiyonları bozulmamış doğal ama güzel bir burun çıkabiliyor.

Ekibimizin başarılı burun estetiğinden anladığı ameliyatlı olduğu belli olmayan ama güzel olan doğal burundur ve ameliyatlarını bu anlayış ile yapmaktadır. Ameliyat ettiğimiz hastalar toplum içinde estetikli burun diye parmakla gösterilmemelidirler ama ne güzel yüzleri var diye dikkat çekmelidirler. Bunu sağlamak için de her hasta için özel olarak planlanmış farklı ameliyatlar uygulamaktayız.

Modalar gelip geçicidir ama doğal güzellik insanlık var olduğundan beri çok az değişmiştir.

Soru sorun

BİZE ULAŞIN